Yetişkin Eğitimleri Komisyonumuz tarafından sürdürülen “İnsan ve Toplum İlm-i Hâli” eğitim programının yedinci haftası tamamlandı. Psikoloji, sağlık, medya ve kültür alanlarındaki dört farklı konu başlığı ile eğitimler devam ediyor.
“Orta Çağ, Avrupa’nın ‘Karanlık Çağ’ı olurken İslam toplumlarının altın çağıdır.”
Hilal Ferşatoğlu’nun sunumları ile bir medeniyet tasavvuru geliştirmek üzere gerçekleştirilen “İslam Kültür Başkentleri” seminerlerinde Semerkant, San’a ve Kıbrıs şehirleri ele alındı. Her bir şehrin tarihte ulaşılan ilk bilgilerinden başlayıp bugüne kadar geçirdiği süreçleri stratejik önemi ile birlikte anlatan Ferşatoğlu, bölgelerin kültürel ve mimari detaylarını da aktararak katılımcılara görsel bir şölen sunuyor.
“Çabası olmayan dua, dilenciliktir.”
Her Çarşamba gerçekleştirilen “Kıssalar Rehberliğinde İnsan ve Toplum” seminerlerinde Hz. Nuh, Hz. Yusuf ve Hz. İbrahim kıssaları değerlendirildi. Seminerin sunucusu Ayşe Nur Özkan, “Hz. Nuh, tarafını seçtikten sonra bir ömür o tarafta kalabilmek konusunda örneklik sergiliyor. Küfredenler, yalanlamakta oldukları konular için inananlar üzerinde açık ararlar. Bu açığı vermemek bizim kendimizi yalanlamamızı engeller. Eğer bir açık veriyorsak aslında küfredenlere fırsat vermeden biz, kendi kendimizi yalanlıyoruzdur. Hz. Nuh, yanlış yapana misliyle karşılık vermemenin formülünü sunuyor esasında.” ifadelerinde bulunarak Nuh kıssası ile başarının dinamiklerinde mücadele ruhunu anlattı. Hz. Yusuf ve kardeşlerinin kıssasında olumsuz duyguların insanı geliştiren yönüne vurgu yapan Özkan, kaygının insanı günahtan koruduğu, kıskançlığın ise gıptaya dönüştüğü takdirde hayırlı olabileceğini dile getirdi. Seminerlerde iman-güven ilişkisi ile ele alınan Hz. İbrahim kıssasında ise Hz. İbrahim’in hayatındaki zorlukların iyi bir soy için hazırlık mahiyetinde olduğuna vurgu yapıldı.
Çocukların bir meta olarak medyada bulunuşu, onların gelişimini olumsuz etkiliyor
Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı’nın sunumlarıyla tamamlanan “Dijital Çağda Medya ve İnsan” seminerlerinde medya, mahremiyet ve görünürlük kavramları incelendi. Sosyal medyanın özü itibariyle gerçekten sosyal olup olmadığı, dijital oyunların çocuk yaşamındaki karşılığı üzerinde çeşitli vurgularda bulunan Yiğitbaşı, çocukların kendi ebeveynleri tarafından medyada istismar edilmesine devlet müdahalesinden bahsetti.