Yetişkin Eğitimleri Komisyonumuz tarafından geliştirilen İnsan ve Toplum İlm-i Hâli eğitim programı ile bireyler kişisel ve toplumsal farkındalığını arttırarak “aile” oluşumunu güçlendiriyor. 10 haftalık Güz ve Bahar dönemi seminerlerinde psikoloji, sağlık, tarih, medya gibi pek çok konu, eğitimcilerimiz tarafından ailelerin gündemine taşınıyor. Bireylerden hareketle aileleri dünyanın değişken şartlarına hazırlamayı hedefleyen program, sekizinci haftasını geride bıraktı. Pazartesi, Çarşamba, Cuma günleri 12.00-13.30 saatleri arasında sürdürülen eğitimlerin güz dönemi 1 Ocak’ta sona erecek.
“Evliliklerde çiftler arası uyum/uyumsuzluk, hayatın getirdikleri ile değişkenlik gösterir.”
Aile İçi İletişim seminerlerinde sözsüz iletişim, eşler arası iletişim ve beş sevgi dili konularını ele alan Muhammet Öztabak, katılımcılara “Bir insanı sevdiğinizi nasıl gösterirsiniz?”, “Sevginizi nasıl göstermek istersiniz?”, “Nasıl bir sevgi görmek istersiniz?” gibi sorular yönelterek iletişimde kullanılan sevgi diline vurgu yaptı. Öztabak, katılımcıların farkındalığını arttırmaya yönelik olarak sorduğu sorulara “Neden evleniriz?”, “İnsanlar eş seçimlerini neye göre yaparlar?” eklemelerinde bulunarak evliliğin kişilerin kendilerini ve karşılarındaki kişiyi tanımasıyla gerçekleşen bir süreç olduğunu, hayatın getirdikleriyle birlikte eşler arasında uyumun da uyumsuzluğun da artabileceğini ifade etti.
“Aile güçlüyse toplum güçlüdür.”
Kur’ân-İnsan ve Toplum seminerlerinde Ayşenur Özkan tarafından sunulan Kur’ân-ı Kerim’de aile, övülen ve yerilen aile modelleri gibi konular; peygamber kıssaları rehberliğinde değerlendirildi. Seminerlerinde farklı açılardan aile kavramını tanımlayan Özkan, Hz. Âdem ve Hz. Havva kıssasına atıf yaparak aile hayatının cennette başlaması halinde dahi süreç içerisinde “imtihan”lar aracılığıyla iniş-çıkışların olabildiğini ifade etti. Özkan, postmodern dünyada aile kalabilmek üzerine gerçekleştirdiği sunumlarında “Bu dünyada cenneti tadamazsan ahiretteki cennete özlem duyamazsın. Dünyada cenneti yaşamak, hiçbir gürültünün olmadığı değil bütün karmaşa ve hengameye rağmen sükûn bulunabilen bir ortamdır. Kalpler ancak Allah’ı anmakla sükûn bulur” dedi.
“İslami açıdan evlilik, bir kefede hakların bir kefede sorumlulukların olduğu bir denge yapılanmasıdır.”
Aile İlmihali seminerlerinde aile hayatını ilkeleri, evreleri ve gereklilikleri ile ele alan Nimet Yılmaz, evlilik ve ailede sorumluluklar konularını sundu. Evlilikte hakların belirli sorumlulukların yerine getirilmesi gerektiği için taraflara verildiğini ifade eden Yılmaz, “Evlilik bir terazi görüntüsündedir. Bir kefesinde erkeğin hakları olduğunda diğerinde kadının sorumlulukları olur. Bir kefesinde kadının hakları olduğunda ise diğerinde erkeğin sorumlulukları olur. Böylece haklar-sorumluluklar dengelenmiş olur. Fakat düz ve sabit bir terazi oluşturmak da zordur. Evlilik, hayatın getirdiklerine karşı problem çözme teknikleri geliştirerek olgunlaşır” dedi.