Yetişkin Eğitimleri Komisyonumuz tarafından sürdürülen İnsan ve Toplum İlm-i Hâli eğitim programında 4. hafta tamamlandı. 22 Eylül’de başlayan programa katılımcıların ilgisi yoğun oldu.
“İyi ilişki; görünce sevinmek, görmeyince özlemek şeklindedir.”
Psk. Hatice Kübra Arslan Durna’nın sunumlarıyla gerçekleştirilen “Aile İçi İletişim” seminerlerinde katılımcıların kendi bağlanma türlerini tespit etmeleri sağlandı, “ben”den yola çıkarak “biz” olma serüveni ilişki dinamikleriyle mercek altına alındı ardından ilişkilerdeki çatışmalar değerlendirildi. Arslan Durna, “İtidali kendinden menkul soğukkanlı hareket” şeklinde tanımladığı ilişkide 3 majörden bahsetti; “güç”, “duygu”, “komünikasyon”. Tarafların ilişkide ya içerde kalmaktan ya da dışarda yalnız bırakılmaktan korkmalarının ilişkideki temel kaygı sebepleri olduğunu vurguladı. Ardından ideal olanın giriş çıkışların rahat olduğu; yalnız kalındığında terk edilme korkusuna düşülmediği bir ilişki olduğunu ifade etti.
“Bilgi sahibi olmak, imanı hakikat haline getirir mi?”
Nimet Yılmaz’ın “Kulluk Bilinci ve İlmihal” seminerlerinde katılımcılara ilmihal kitapları tanıtılarak nasıl kullanıldığı anlatıldı. Sonrasında insanda inanç oluşumu ve imanın temel esasları; ilahiyat, nübüvvet ve semiyyat kavramları ele alındı. İnsanda inanç oluşumunu varoluşçu psikolojiden de istifade ederek anlatan Yılmaz, “İnsanı tanıma, varlığını fark etme, evrende konumlandırma hakkında bilinç oluşmayınca kulluk bilinci de doğru yere oturmuyor. İnsan kendini tanımadan Rabbini de bilemiyor.” Cümleleriyle inanma eyleminin insanın hayatına nasıl anlam kattığını vurguladı. Yılmaz, Katılımcılara iman sahibi olmanın bilgiyle ilişkisini sorarak görüşlerini aldı ve sonrasında “Bilgiyi derinleştirme, içselleştirme, kişiye has kılma ve hayata dahil olma halidir iman. Kalp ile tasdik, imanı Allah’a karşı var kılmaktır.” ifadelerinde bulundu.
“Allah’ı unutmak gerçek benliğimizi unutmak ve kadavra benlikle uğraşmak demektir.”
Ayşe Nur Özkan’ın anlatımlarıyla sürdürülen “Erdemli İnsan ve Aile” seminerlerinde düşünce akımlarının insana yaklaşımı, din ve psikoloji perspektifinden insan ve doğası konuları ele alındı. Sunumlarında nefs, akıl ve kalp kavramlarına da yer veren Özkan, nefsi “Ruh ve bedenden müteşekkil insanın bütünlüğü, zatı, ruhu, şahsiyeti ve kendisi; insanın tabiatı, özü” şeklinde tanımladı. Özkan İslam felsefesinin nefse bakışından örnekler verirken “İbn Arabi, nefsi bir binaya benzetir. Nefs-i emmare binanın bodrum katıdır. Batı psikolojisi insanı sadece bu katın sakini olarak görür, sistem bodrum katını o kadar güzelleştirir ki insan bodrum katında olduğunu fark etmez bile çoğu zaman. Halbuki kurtuluşumuz bodrum katından çıkmakla gerçekleşir.” ifadelerinde bulundu.