YEKDER Yetişkin Eğitimleri Komisyonumuz tarafından film, kitap, müzik etkinlikleri ile drama ve oyunlardan oluşan Aile İçi Etkinlik Rehberi kitap setini destekleyecek ve okuyucusuna farklı bir bakış kazandıracak bir atölye programı düzenlendi. Ailede anın içinde kalarak var olmanın ve zaman geçirmenin önemine farklı açılardan vurgu yapan programda film okuma, etkileşimli kitap okuma, P4C uygulamaları, drama ve oyunların teknikleri konularında atölyeler gerçekleştirildi.
Üç gün süren program 2 Mart 2022 Çarşamba günü, YEKDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Türkan’ın konuşması ile başlayarak Sedat Özgür’ün “’Aile’ İçin Fırsatlar Oluşturmak” konu başlıklı çevrimiçi sunumu ile devam etti. Sunumunda hayatın yolculuk, ziyaretler, alışveriş gibi akışını etkinlik için fırsat olarak görebilmeyi sağlayacak örneklere yer veren Özgür, “Bir şey olmaz o daha çocuk denildiğinde çocuğunun şahsiyetinin ne zaman şekillendiğini sormak gerekir. Söz ve davranışlarımızın çocuğumuzun şahsiyeti üzerindeki tesirini görmek, özenli ve dikkatli olmayı gerektiriyor.” dedi.
“Ebeveynin çocuğu zihninde taşıması gerekiyor.”
Günün ikinci seminer, Psk. Selva Arslan’ın “Ebeveynlikte Duygular ve Bağ Kurmak” başlıklı sunumu ile devam etti. Sunumunda çocukla ilişkide duyguların ön planda olduğunu ifade eden Arslan, “Çocukla ilişkide duygu regülasyonunu yapması gereken taraf ebeveyndir. Ebeveyn, duygularına yer açmalı, bastırmamalı. Bastırmak, sıkışıklık içinde patlamalara sebep olur. Bireylerin hayatında kurtarabildiği-kurtaramadığı şeyler ebeveynlikte daha net görünür. Ebeveyn kendi duygularına hayatında alan açamadığı takdirde çocuğunun duygularına da alan açmakta da zorlanacaktır.” dedi.
Programın ikinci günü Psk. Fatma Zehra Gelgör Tunalı’nın “Aile İçi Etkinliklerin İyileştirici Gücü” semineri ile başladı. Sunumunda “Etkinlikler ve oyunlar nasıl iyileştirici olur?” sorusunu soran Gelgör Tunalı, çocuğun oyun esnasında görüldüğünde veya anlaşıldığında iyileştirici olduğunu ifade etti. Gelgör Tunalı, sunumuna sanatı ve hikayeleri de dahil ederek “Sanatın yedi işlevi vardır; hatırlamak, umut ve acıyı dengelemek, kendini tanımak, kendini anlamak, keşfetmek, gelişim, büyüme.” ifadelerinde bulundu.
Son seminer oturumunu “Çocukların Din Eğitiminde Filmlerden Yararlanmak” başlıklı sunumu ile gerçekleştiren Doç. Dr. Bilal Yorulmaz, filmlerin insanların dünya görüşünü etkileyebilecek yönlerini anlatarak esasında bir düşünceyi yaygınlaştırmada çok önemli bir kanal olduğunu söyledi.
Program, üçüncü gününde gerçekleştirilen atölyelerle tamamlandı. Eş zamanlı gerçekleştirilen dört farklı atölye, katılımcıların spesifik alanlara yönelik uygulamaları görmelerine olanak sağladı.
Kevser Şenel Yılmaz, “Çocuğumla Etkileşimli Kitap Oku-Yorum” başlıklı atölyesinde etkileşimli okumada kritik noktalara temas ederek “Etkileşimli okumanın en önemli detayı sesin yeri geldikçe alçalıp yükselmesidir. Bu tonlama dinleyiciyi dinamik tutar. Dinleyici kitle çocuk bile olsa sesi bebeksileştirmemek önemli.” dedi. Eş zamanlı olarak Nurgül Bahar’ın “P4C Uygulama Örneği” başlıklı atölyesinde “İyi Yürekli Dev Memo” hikayesi örnekliğinde P4C uygulaması yapıldı. Hikâye okunurken aralarda katılımcılara soruların yöneltildiği atölyede hikaye sonunda katılımcıların fikrinin değişip değişmediği soruldu.
Senanur Satılmış’ın “Etkinliklerle Film Yorumlama” isimli atölyesinde film seçiminde analizinde dikkat edilmesi gereken hususlara dikkat çekildi. Ebeveynlerin film seçiminde çocuğun da dahil edilmesi gerektiğini vurgulayan Satılmış, film analizinde yalnızca yorumlanmaya açık birkaç noktada filmin durdurulması gerektiği belirtti. Münevver Sofuoğlu tarafından eş zamanlı olarak gerçekleştirilen “Ailede Etkin Bir Film Belleği Oluşturmak” atölyesinde, film izlemenin tefekkürden beslenen bir ‘seyir’ ihtiyacı olduğu konuşuldu. Filmlere ve seyretmeye dair faklı bir perspektif sunulan atölyede çeşitli filmlerden örnekler verilerek izleyici algısının filmin tamamlayıcı bir parçası olduğu aktarıldı.
“Ânın İçinden Oyun Keşifleri” başlıklı atölyede Öğr. Üyesi Elif Konar Özkan ve Ümit Yaşar Özkan, oyunların işlevlerini ve geçmişten bugüne serüvenini aktardı. Oyunun hayatın provası olarak görülmesi gerektiğini vurgulayan Özkan, eski dönemlerde uzun süren kara yolculuklarında uygulandığını ifade etti.
Dursunali Emecen’in “Aile içi Etkinliklerde Drama Farkındalığı” başlıklı atölyesi, programın son atölyesi oldu. Dramanın kişinin kendisini tanımasına ve farklı yönlerini keşfetmesine vesile olduğunu ifade eden Emecen, küçük uygulama önerilerinde bulundu. Çocukların, ebeveynin barışmadığı yanı olduğunu belirten Emecen, ebeveynin ona ihtiyacı olduğunu söyledi.